Hakkımızda
|
Twitter
|
İletişim
Search for:
Haberler
Vizyon Filmleri
Film Kritikleri
Türkiye Sineması
Kült Filmler
Özel Dosyalar
Blog
Röportaj
Top 250
Jeux interdits (1952): Oynadığımız ‘Yasak’ Oyunlar
Sinemaya kırk yılını veren Fransız yönetmen René Clément’in kariyerini tanımlamaya çalışsak kullanabileceğimiz sıfatlardan biri ‘dalgalı’ olurdu şüphesiz ki. Kimilerine göre istikrarsız olarak addedilen bu...
12 Temmuz 2012
devamı »
The Birds (1963): Kuşlarla Korkutmak Mı? Daha Neler!
Hitchcock’un sinema için neden çok önemli bir yönetmen olduğunu, hatta kimi zaman tek başına sinemayı ifade edebildiğini kabul etmek için binlerce sebep bulabiliriz belki...
9 Temmuz 2012
devamı »
Germania Anno Zero (1948): Çocuklar İçin Savaş, Savaş İçin Çocuklar…
İtalya’da savaşın açtığı tüm yaralar halka yoğun bir acı vermeye başlamışken, beyaz telefon filmlerine karşı dimdik duran, farkındalık yaratan ve gerçekliği perdeye taşıyan bir...
3 Şubat 2012
devamı »
Le charme discret de la bourgeoisie (1972): Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği
Le charme discret de la bourgeoisie’yi çekmeden evvel Bunuel’in kafasında yalnızca biçimsel bir çıkış noktasına sahip olan bir film fikri vardı. Bu fikre göre...
27 Ocak 2012
devamı »
M (1931): Katil Nerede?
Bütün sanat dalları gibi sinema da, içerisinden çıktığı toplumun o güne değin biriktirdiklerini ve bundan sonra biriktireceklerini yansıtan, iyi hafızalı ve kâhin bir aynadır....
19 Ocak 2012
devamı »
City Lights (1931): Şehir Işıkları
Charles Chaplin hakkında bir şeyler karalamaya çalışırken söze girmek, malumunuz, oldukça zordur. Hatta belki de bu sinemanın sessiz döneminin yüce tanrısı olan, sesli sinema...
18 Ocak 2012
devamı »
Double Indemnity (1944): Çifte Tazminat
John Huston, Alfred Hitchcock, Orson Wells, Frank Tuttle ve Raoul Walsh gibi yönetmenlerin yarattığı kıvılcımla 1940 ila 1960 yılları arasında altın çağını yaşamış olan...
17 Ocak 2012
devamı »
Soy Cuba (1964): I am Cuba
Hollywood’un sinema sektöründeki ekonomik egemenliği herkes tarafından biliniyor. Bu ekonomik egemenliğin beraberinde getirdiği geniş bir kontrol mekanizması da Amerikalıların ellerinde. Bu sahip oldukları büyük...
14 Ocak 2012
devamı »
The Thin Red Line (1998): Doğanın Kalbinde
“Doğanın kalbindeki bu savaş nedir?” soru cümlesiyle açılır İnce Kırmızı Hat. Bu filmin doğasını özetler niteliktedir. Bu sorgulama, akılalmaz bir çelişkiyi, hayata dair devasa...
14 Temmuz 2011
devamı »
Magnolia (1999): Bir Modern Klasik
Henüz 27 yaşında çektiği, ikinci uzun metrajı “Boogie Nights” ile büyük sükse yapan, başta kendi adına aldığı Senaryo adaylığı ile iki önemli dalda daha...
9 Temmuz 2011
devamı »
Trois couleurs: Rouge (1994): Kieslowski’nin Kırmızısı
“L’éternelle question consiste à savoir si en donnant aux autres un peu de soi-même, nous ne le faisons pas pour avoir une meilleure idée...
5 Mayıs 2011
devamı »
Rembetiko (1983): Ağıtla Müzikal Arasında, Ağıda Daha Yakın
Tıpkı senin İzmir hakkında söylediğin gibi, birileri karar veriyor ve diğerleri bedelini ödüyor. İki savaş, iki ülke, iki erkek arasında kalmış bir kadının, Marika’nın...
23 Nisan 2011
devamı »
L’année dernière à Marienbad (1961): İnsanca Ayakta Kalabilmek
“İlk bakışta içinde kaybolmak imkansız gibi gelirdi…” Filmin son sahnesinde X’in ağzından işittiğimiz bu cümle, öykünün taşıdığı Kafkaesk yapıyı en iyi şekilde özetliyor. L’Année...
20 Nisan 2011
devamı »
Hiroshima Mon Amour (1959): Hiç Olmamışlar Gibi
-Hiroşima ne demekti senin için Fransa’da ? -Savaşın sonu ama gerçekten sonu… şaşkınlık… nasıl göze aldılar diye… nasıl başardılar diye şaşkınlık. Sonra bizler için...
7 Nisan 2011
devamı »
A Bout de Souffle (1960): Yeni Dalga Başlarken…
1950’li yılların sonuna doğru Fransız sinemasında bazı isimler, klasikleşmiş sinematografik tabuları yıkmak adına La nouvelle vague-Fransız Yeni Dalga Akımı- başlattılar. Hollywood sinemasına karşı bir...
6 Nisan 2011
devamı »
The Fall (2006): Büyüleyici Bir Dostluk Anlatısı
Tarsem Singh’ın 2006 yılında festival festival dolaşmaya başladığından beri sinemaseverlerin ilgisini çeken yapıtı The Fall, izleyenlerin gönlünde üstün sinematografisiyle taht kurmuştur. Tabi “bu” üstün...
27 Mart 2011
devamı »
Punch Drunk Love (2002): Anti Romantik Komedi
Televizyon dünyasının tam ortasında doğmuş, büyümüş; film akademisinde okurken okulu yarıda bırakmış; genç yaşında kısa filmografisine birbirinden değerli başyapıtlar yazdırarak tüm sinema camiasının dikkatlerini...
26 Mart 2011
devamı »
Susuz Yaz (1963): Bir Uyarlamaya Genel Bakış
Necati Cumalı‘nın yerel özellikleri iyiden iyiye işlediği uzun bir hikayedir: Susuz Yaz. Küçük bir yerleşim yerindeki (Urla’nın Bademler köyü) ahlaki değerleri sorgular, sorgulatır. Okuyucuyu...
25 Mart 2011
devamı »
Das Weisse Band (2009): “Adolf’ü Seçenler”
“İnsanların içinde, iyilikten çok kötülük olduğuna inanıyorum.” diyor Haneke bir röportajında, kendinden son derece emin bir biçimde. Bunu söylerken bir de iyiliğin her zaman...
24 Mart 2011
devamı »
Ekşi Sinema Top
5
Vizyon Yıldız Tablosu Top 5
Suspiria
(34%, 100 Oy)
Transit
(28%, 80 Oy)
You Were Never Really Here
(17%, 50 Oy)
Museum
(14%, 40 Oy)
Annihilation
(7%, 20 Oy)
Oyla »
Yükleniyor ...
Ekşi Sinema Top 250